Atlas Dergisi Ekim Sayısında Perşembe İlçesine Yer Verdi
Türkiye'nin ünlü coğrafya ve keşif dergisi Atlas, Ekim ayı sayısında Perşembe ilçesine yer verdi.
Perşembe ilçesi “Her zaman keşfetmek için bak” sloganıyla yayın hayatına başlayan ve en çok okunan dergiler arasında yer alan Türkiye’nin keşif ve coğrafya dergisi Atlas dergisinde, “Cittaslow hareketine katılan Türkiye ve Dünya kentleri. Bu şehirler Çok Sakin” başlığıyla yer aldı.
21 Ekim 2012 tarihinde İtalya’da düzenlenen törenle Sakin Şehri (Cittaslow) belgesini alan, Ordu il merkezine 13 kilometre uzaklıkta, Kordontepe denilen dik bir tepenin eteğine kurulu olan Perşembe ilçesi ile ilgili dergide şu görüşlere yer veriliyor:
“Tarihi İÖ 8. yüzyıla kadar uzanan, daha önce Vona adıyla anılan kentin ismi 1945'te Perşembe olarak değiştirildi. Yemyeşil tepelerin denize dik olarak indiği coğrafyada iki büyük kara parçası denize doğru uzanır. Bunlardan biri kuzeydeki Yason Burnu, diğeri ise Çam Burnu'dur. Perşembe, Evliya Çelebi'nin, "burası büyük bir limandır. Gemilerin demir bırakmadan yatması mümkündür" dediği, Karadeniz'in hırçın sularının dinlendiği, bir zamanlar Fenikeli, Miletoslu, Cenevizli denizcilerin sığındığı, korunaklı bir doğal limana sahiptir. Cenevizlilerden kalma sikkelere rastlanan kentte Vona Limanı'nın kuzey tarafında, bugünkü Kaleyaka mahallesi yakınlarındaki kalenin Cenevizliler tarafından inşa edildiği düşünülüyor. Yason Burnu, Yunan mitolojisinde Aison'un oğlu Yason (Iason) tarafından aranan, altın postun kaybolduğu yer olarak bilinir. Üzerinde küçük bir deniz feneri ve Rumlar tarafından tekrar inşa edilen Yason Kilisesi bulunan Yason Burnu’nun kıyılarında İÖ 1. yüzyıldan kalma antik balık havuzları, 2400 yıl öncesine ait değirmentaşı şeklinde yapılmış iskele tabanları mevcut. Çam Burnu’ndaki fener de 1880 yılında Fransızlar tarafından yapıldı.”
Dergide, Perşembe'nin 40 kilometre uzunluğundaki sahilinde sualtı mağaraları, göz alıcı kaya formasyonları, bakir koylar, Aktaş, Belicesu, Efirli ve ince, beyaz kumuyla tropik plajları andıran Çaka gibi birbirinden güzel kumsallardan da bahsedilerek, eski gemicilerin depo ve sığınak olarak kullandıkları, üzerinde sur kalıntılarına rastlanan Hoynat Adası’nın da başta çift tepeli Karabataklar olmak üzere pek çok kuşa mesken olduğu, bunun yanı sıra başta Perşembe olmak üzere derelerin çağladığı yaylaları ve Selimiye köyü sınırları içindeki Kurşunçalı şelalelerinin de ilçenin doğal zenginlikleri arasında yer aldığı vurgulanıyor.
İki tam sayfanın yer aldığı haberde, Anadolu'nun gözlerden uzak bir köşesinde kendi zamanını yaşayan Perşembe'den, meşhur tekne helvasından yemeden ve o tenha kıyılara hâkim Kordontepe'nin yeşillikleri arasından bu sakin şehre son bir kere bakmadan ayrılmamak gerektiğine özellikle dikkat çekiliyor.
Sakin şehir hareketi İtalya’da 1999 yılında ilk sakin şehir seçilen Chianti ile başlıyor. Bu hareketin temelinde büyük yerleşimlerin baş döndürücü yaşantısına alternatif olarak daha sakin bir yaşam biçiminin inşa edildiği, kentin kültürel ve doğal mirasının sahiplenildiği, küreselleşen dünya karşısında kentin yerel kimliğinin korunduğu, fasfood tipi yemek tarzı, restoran zincirleri yerine yerel gıda üretiminin desteklendiği şehirler ağı oluşturmak yatıyor.
Perşembe ilçesi “Her zaman keşfetmek için bak” sloganıyla yayın hayatına başlayan ve en çok okunan dergiler arasında yer alan Türkiye’nin keşif ve coğrafya dergisi Atlas dergisinde, “Cittaslow hareketine katılan Türkiye ve Dünya kentleri. Bu şehirler Çok Sakin” başlığıyla yer aldı.
21 Ekim 2012 tarihinde İtalya’da düzenlenen törenle Sakin Şehri (Cittaslow) belgesini alan, Ordu il merkezine 13 kilometre uzaklıkta, Kordontepe denilen dik bir tepenin eteğine kurulu olan Perşembe ilçesi ile ilgili dergide şu görüşlere yer veriliyor:
“Tarihi İÖ 8. yüzyıla kadar uzanan, daha önce Vona adıyla anılan kentin ismi 1945'te Perşembe olarak değiştirildi. Yemyeşil tepelerin denize dik olarak indiği coğrafyada iki büyük kara parçası denize doğru uzanır. Bunlardan biri kuzeydeki Yason Burnu, diğeri ise Çam Burnu'dur. Perşembe, Evliya Çelebi'nin, "burası büyük bir limandır. Gemilerin demir bırakmadan yatması mümkündür" dediği, Karadeniz'in hırçın sularının dinlendiği, bir zamanlar Fenikeli, Miletoslu, Cenevizli denizcilerin sığındığı, korunaklı bir doğal limana sahiptir. Cenevizlilerden kalma sikkelere rastlanan kentte Vona Limanı'nın kuzey tarafında, bugünkü Kaleyaka mahallesi yakınlarındaki kalenin Cenevizliler tarafından inşa edildiği düşünülüyor. Yason Burnu, Yunan mitolojisinde Aison'un oğlu Yason (Iason) tarafından aranan, altın postun kaybolduğu yer olarak bilinir. Üzerinde küçük bir deniz feneri ve Rumlar tarafından tekrar inşa edilen Yason Kilisesi bulunan Yason Burnu’nun kıyılarında İÖ 1. yüzyıldan kalma antik balık havuzları, 2400 yıl öncesine ait değirmentaşı şeklinde yapılmış iskele tabanları mevcut. Çam Burnu’ndaki fener de 1880 yılında Fransızlar tarafından yapıldı.”
Dergide, Perşembe'nin 40 kilometre uzunluğundaki sahilinde sualtı mağaraları, göz alıcı kaya formasyonları, bakir koylar, Aktaş, Belicesu, Efirli ve ince, beyaz kumuyla tropik plajları andıran Çaka gibi birbirinden güzel kumsallardan da bahsedilerek, eski gemicilerin depo ve sığınak olarak kullandıkları, üzerinde sur kalıntılarına rastlanan Hoynat Adası’nın da başta çift tepeli Karabataklar olmak üzere pek çok kuşa mesken olduğu, bunun yanı sıra başta Perşembe olmak üzere derelerin çağladığı yaylaları ve Selimiye köyü sınırları içindeki Kurşunçalı şelalelerinin de ilçenin doğal zenginlikleri arasında yer aldığı vurgulanıyor.
İki tam sayfanın yer aldığı haberde, Anadolu'nun gözlerden uzak bir köşesinde kendi zamanını yaşayan Perşembe'den, meşhur tekne helvasından yemeden ve o tenha kıyılara hâkim Kordontepe'nin yeşillikleri arasından bu sakin şehre son bir kere bakmadan ayrılmamak gerektiğine özellikle dikkat çekiliyor.
Sakin şehir hareketi İtalya’da 1999 yılında ilk sakin şehir seçilen Chianti ile başlıyor. Bu hareketin temelinde büyük yerleşimlerin baş döndürücü yaşantısına alternatif olarak daha sakin bir yaşam biçiminin inşa edildiği, kentin kültürel ve doğal mirasının sahiplenildiği, küreselleşen dünya karşısında kentin yerel kimliğinin korunduğu, fasfood tipi yemek tarzı, restoran zincirleri yerine yerel gıda üretiminin desteklendiği şehirler ağı oluşturmak yatıyor.
